Her 6 çiftten biri bu sorunu yaşıyor: Uzmanından ‘erkek faktörü’ uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım’dan ‘İnfertilite’ Hakkında Önemli Bilgilendirme

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, toplumda kısırlık olarak bilinen ‘infertilite’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Op. Dr. Yıldırım, infertiliteyi, düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen bir yıl boyunca gebelik elde edilememesi olarak tanımlayarak, kadın yaşı 35’in üzerindeyse, 6 ay korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmamasının da infertilite açısından dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Kadın yaşı ilerledikçe yumurtalık rezervinin azaldığını ve 35 yaş sonrasında gebelik şansının doğal yollardan düştüğünü belirten Op. Dr. Yıldırım, yumurtalık rezervinin basit testlerle ölçülebileceğini söyledi.

İnfertilite vakalarının yaklaşık yüzde 40’ının erkek faktöründen kaynaklandığını belirten Yıldırım, sperm sayısı, hareketliliği ve yapısının basit bir semen analiziyle değerlendirilebileceğini ifade etti.

‘ADET DÜZENSİZLİĞİ GEBELİĞİ ZORLAŞTIRABİLİR’

Op. Dr. Yıldırım, kısırlık şüphesi uyandıran durumlardan birinin varlığında bir kadın doğum veya infertilite uzmanına başvurmanın önemli olduğunu belirterek, bu durumlar arasında kadın yaşı, adet düzensizlikleri, polikistik over sendromu gibi durumları sıraladı.

Yıldırım, infertilite tedavisinde adet döneminde yapılan hormon testleri, ultrason incelemeleri, rahim filmi ve sperm analizi gibi temel tetkiklerle sorunun kaynağının belirlenebileceğini ve tedavinin kişiye özel olarak planlandığını açıkladı.

‘TEDAVİ KİŞİYE ÖZEL PLANLANIR’

Yıldırım, günümüzde infertilite tedavisinde etkili yöntemler bulunduğunu belirterek, tedavi sürecinin yumurtlama takibi, aşılama ve tüp bebek gibi adımlarla kişiye özel planlandığını söyledi.

Uzman görüşünün infertilite konusunda önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, tedaviye erken başlamanın başarı şansını artırdığını ve çiftlerin yaşadığı psikolojik yükün hafiflemesine yardımcı olduğunu belirtti.

Related Posts

1500 bilim insanı Antalya’da kongrede buluştu

Antalya’da bu yıl 1500 bilim insanının katılımıyla 4’üncü düzenlenen “Ulusal Dahiliye Kongresi”nde yapay zekadan kronik rahatsızlıklara kadar birçok önemli konu ele alınıyor. Dahiliye Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Seyit Uyar: “Yapay zeka çok hızlı ilerliyor. Bugün biz de artık yapay zekayı kullanıyoruz, kendimizi bunun dışında tutamayız. Klinikte karar verirken, hastalara yaklaşırken de çok kolay ulaşılabilir, güzel sonuçlar veriyor. Kongrede bunu da önemsedik” açıklamasında bulundu.

Türk Dermatoloji Derneği 37 ilde ücretsiz deri taraması yapacak

Türk Dermatoloji Derneği (TDD), cilt kanserinin erken tespiti için 37 il ve 71 merkezde ücretsiz deri taraması yapacak.

Develer kanser için gizli silah mı? Tümöre nokta atışı: ‘Hörgüç değil antikor’

Uzun bacakları, hörgüçleri ve çöl dayanıklılıklarıyla tanıdığımız develer, şimdi yepyeni bir rolle gündemde: Kanserle savaşın gizli kahramanı. Bilim insanları, bu hayvanların vücutlarında bulunan ‘nanobody’ adlı minik antikorların, erken teşhisten hedefe yönelik tedaviye kadar pek çok alanda çığır açabileceğini düşünüyor. Peki bir çöl hayvanı, insan sağlığını kurtarmakta nasıl bu kadar etkili olabilir?

Uzmanından çocuklara ve gençlere uyarı: Teknolojik cihazların yoğun kullanımı “tekno boyun” problemine yol açıyor

Uzmanından çocuklara ve gençlere uyarı: Teknolojik cihazların yoğun kullanımı “tekno boyun” problemine yol açıyor

Altı saatten az uyku sağlığı tehdit ediyor

Son zamanlarda ünlüler ne kadar az uyudukları ile ilgili açıklamaları ile gündeme geliyor. Rihanna üç ya da dört saat, Sydney Sweeney sadece iki saat uyuduğunu söylüyor. Madonna ise uykusuzlukla mücadele ettiğini ve altı saatle günü geçirdiğini belirtiyor. Ancak uzmanlara göre bu alışkanlıklar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Yakın aralıklarla kansere yakalanan 3 kardeş 10 yıldır verdikleri yaşam mücadelesini kazandı

İstanbul’da Refika ve Beytullah Yuva çiftinin çocukları 14 yaşındaki Abdulsamet, 12 yaşındaki Havva Nur ve 11 yaşındaki Mislinan, yaklaşık 10 yıl önce yakın aralıklarla yakalandıkları lenfomayla olan mücadelelerini, anneleri ve dışarıdan uyumlu donörün bulunmasıyla kazandı.